28 Nisan 2009 Salı
beklemedeyim...
ne yapmak lazım... soluk almadan hiç düşünmeden duraksamadan içinden geldiği gibi durmadan yürümek en güzeli... bir an bile olsa kırpınca gözlerini bir anlık tereddüt ve bir anda gerisine düşmek... peki böyle beklemek mi doğrusu yoksa biraz da ayağa kalkıp hafif bir duruş mu yapmak lazım... galiba -aslında bir an evvel başlamak ve çıkıp kendi kaderimin dizginlerini elime almak istese de ben- böyle yayıla yayıla oturmak ve beklemek ve biraz da sabretmeyi öğrenmek güzel... devamı gelmiyor... to be continue... :s
ne yazık inanmadığın halde söyleyememek...
ne kadar yazık... inanmadığım halde söyleyemiyorum size ve gerçekten endişelenmeme rağmen... bilmiyorum burdan bakılınca pek de anlaştığınızı göremiyorum... ve üzülüyorum... hem de çok çünkü o çok yıpranıyor. ve sense bu ilk tamam ama son mu? yani gerçekten bunca zaman beklediğin insan, aşk evleneceğin adam bu mu? emin misin? anlaşamıyorsunuz işte görmüyor musunuz? siyah ile beyaz kadar farklısınız birbirinizden farketmiyor musunuz? demek istiyorum be güzelim ama korkuyorum... yanlış birşeylere sebep olmaktan korkuyorum... hoş desem de herkes illaki kendi bildiğini okuyor ve ısrarla onu yapıyor... daha önce denemiştim çünkü... durdurmaya çalışmıştım ama olmadı... hep yeterince güçlü mü olamadım diyorum sonra kızıyorum kendime... uff bütün bildiğim korkularım ikinizin evlenip de büyük hayalkırıklıkları yaşamanızla alakalı... korkuyorum aslında yıprandığınız bir evlilik yapmanızdan... ikiniz de ayrı ayrı harika insanlarsanız ama farklısınız işte... şimdi bile bu kadar tartışma ve kavga varken ve hep iteleyerek gidiyorken herşey hep senin itelemenle yürüyorken... sonra ne olacak? yarın evlendiğinizde nasıl olacak sanıyorsun? ben hiç iyiye gittiğini görmedim be güzelim... ve yoruldum... kalbim acıyor artık sevdiklerimin hayalkırıklıklarına öylece tanık olmalara... sevgi asla yetmiyor ki tek başına... ben çekip gitmeyi ya da hiç başlamamayı tercih ettim... huzur asıl önemli olan... huzur varsa sevgi de baki kalıyor saygı da güven de... ama huzur yoksa aslında o ilişkide sevginin saygının ve güvenin varlığından şüphe etmeli... bazen anlık hisler basiret bağlar ama tutup sarsmalı mı iyice... yani buna hakkım var mı??? yoksa göze alıp kötü polisi mi oynamalı... neyse sonunda herkes kendi kaderini yaşıyor...
22 Nisan 2009 Çarşamba
her ayrılık bir başlangıç bu gidişle sonum olmaz!!!
özlemişim sana yazmayı... nasıl da zaman geçmiş uzun uzun... mutluyum o yüzden uğramadım çoktandır :) ama yine de yazmaya devam edeceğim... ama çok derin olmak istemiyorum... kaybolmak istemiyorum çözümlemelerimde... sorgulamalar can sıkıyor ve olumsuzluğa çekiyor... o yüzden kuantum yapacağız... yani heppppp pozitifff düşüneceğiz... evrene heppp mutlu pozitif mesajlar göndereceğiz ki hayat sana mutluluğu versin.... :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)