30 Mayıs 2010 Pazar

yoruyor beni... hem de bilemediğin kadar çok... ama neden????

nasıl da yoruyo beynimi fikri... aslında yaşanınca çok daha kolay geçecek biliyorum... belki mutluluk bile verecek ama düşünmesi can sıkıyor... imkansız geliyor ve sanki biri tepemde tepiniyor... beynim patlayacak bedenim çatlayacak gibi oluyor...

düşünme.... Allah Allah... sana ne.... sen bak işine gücüne...

yolculuk geçmişime...

geçmişime gittim geçen gece atlayıp arabama... nedense beceremedim yolunu bulmayı çocukluğumun... oğuzhan'ı arıyordum... kartlaldan tepeden olmadık yerlere çıktım... geri döndüm sonra çaresiz... sokaklarda gece yarısı geçmişime sürmek arabayı... tanıdık bir sokağa, bir parka rastlamak.... hatırlamak... geçmişe saklanmak... geçmişe kaçış... bugün olmayan şeyi geçmişte bulma ümidi... belki de sadece plasebosu... parasetamolu anın verdiği acıyı dindirecek... amma sıkkın ruhum... yine sen varsın dolunay... suçlusu tüm sıkkınlıklarımın... sebebi üzüntülerimin... kenarına sürüklenişimin... yolun...

dört bir yandan bitiverdiler... şaka gibi....

şaka gibi... dört bir yandan bir anda mantar gibi bitiverdiler... ama bitiverdiler... hem de başlamadan... evet diyememki... alışkanlık hep hayır demek ve usul bana göre değil... anlamsız... her gelen getirdiğinden fazlasını götürüyor... istemiyorum... gereksiz simaların gölgeleri kalmasın hatırımda... hiç olmaması gerekenler olmasın... olacaksa daim olan olsun... istemiyorumlara değil sanırım istenilene istediğim biçimlere focus olmalı... saray türkçesi ile konuştum yine galiba :D duysaydın söylenirdin yine di mi ufaklık :) yolun açık olur inşallah...

ne olursa olsun bişeyler demeliydin....

ne olursa olsun demeliydin birşeyler.... susmak suçlu durmaktır... herkes bilmez ki seni senin bildiğin gibi kendini...

ama bunlar içerde durmaz çok.... akar gider... akıtmazsan zehiri seni yakar... ilk treni kaçırdın ama gelecek 2.turda yakalamaktan başka şansın yok...

kendini bilmez iki tam iki de yarı densiz yüzünden bırakıp gidecektin neredeyse...

off güzel Allahımmmmm... sen herşeyin en iyisini bilirsin her zaman..... sen hep yanımda ol...
Yürüt... Konuştur... Dünyalık işlerin ünlemlerinden beni sıyır... içimdeki tek ünlem hep Sana Adanılan Razı olduğun işler olsun....

5 Mayıs 2010 Çarşamba

dinle ey yar.... best of all times...

Gece, ışıl ışıldı gökyüzü. Önce her yıldıza senin adını verdim, yetmedi. Hiç biri senin gözlerin gibi değildi. Ben yalnız senin gözlerini yıldız bildim. Herkes altında sarhoş olacağı yıldızı ararken, ben senin gözlerinde bitirdim içki kadehlerini. Her şey siyah beyazken, ben mavi bir düşte gizlendim Konuk oldum uykularına, gördüğün her rüyanın içindeydim.Gördüğün denizmiydi ben o denizin martısıydım.Bir ormanda mı yürüyordun, en ulu ağacıydım. Sen bir dağın tepesinde görürken kendini , ben doruklarında beyazlığıydım. Sonsuz hasret ateşiydim ben her gece kapında yanan. Sen bile söndüremezsin beni. Çünkü hasretin sen varken bile dinmeyenindendi. Kolaydı sevmeler ben imkansızı seçdim. Ne kadar yakınsam o kadar uzaktın bana. Elimi uzatsam tutabilirdim ama bir o kadarda ulaşılmazdın. Kaçanlardan değildim ben, kaçmadım.Ne zaman vazgeçmeye kalsam yüreğim o kocaman haliyle dikildi karşıma. Ben yüreğimin sesini dinledim. Ve yüreğim aslında sendin. Her sözcüğü denedim aslında seni anlatmak için. Her sözcüğün üzerinde durup bin kere düşündüm. Ya onlar anlatamadı seni ya sen onlara yetmedin. Sözcükler yetmedi ya, renklere sarıldım bende. Bir tek mavi anlattı seni. Maviye yakışan yalnız sendin. Ne kendimi sakladım ne de sözlerimi. Duygularım içtendi. Seni kendimi sever gibi sevdim. Tutkuyla bağlıydım sana ama sevdam senin tutsağın değildi. Ben özgürlüğüme düşkündüm ve özgürlüğümde sendin.Dinle ey yar, sana bağımlı olmadan büyüttüm ben bu sevdayı içimde. Sen olsanda büyümeye devam edecek olmasanda. Kaynakwh: Sevmişim bir kere seni kurtuluşun yok sevgimden. Seni özlemeyi en çok ben bilirim. Hiç yakınmadım seni özlemekten. Üsteklik kavuşamama ihtimali işlenmemiş soğuk bir taş gibi önümde dikilip dururken. Sana dokunamamak yüreğimi böyle acıtırken. Bil ki ben yüreğimi kanatan bu acıya inat dokunmadan tenine seni sensiz de severim....



Ama hiç gitmeyecek.Hep başlayıp yeniden...Ve de hiç bitmeyecek.

özdemir asaf'tan...

Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır,bir üşütür,bir ağlatır,bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.

Unutmak mı?
Delisin...
Gitmesemde bekler orada deniz.
Gelirsem, bilmelisin
Benim beklememdir burada deniz.
Gitmek gibi geleceğim
Denizin delisine
Delinin denizi gibi
O ne kadar giderse...


2 Mayıs 2010 Pazar

mutlaka....

still looking for... bulur mutlaka her gül yeşereceği toprağı...