Vadeyi doldurmak mı yaşamak?
Kimse yaşamıyor herkes ölümü bekliyor…
Yahu aslında ölmüşler bile…
hepimiz zombiyiz…
Ölümü beklerken kendini oyalacak oyunlar buluyor…
Kimi kötü karakter olmayı tercih ediyor…
Kimi kendini bir kahraman yapıyor…
Hangi tarafta olursan ol… boş bomboş… anlamsız…
amaçsız…
Yaşamakla – nefes almakla- arama giren boşluktayım yine…
Ki bu aralar çok sık düşüyorum bu boşluğa… ki ben galiba hep
oradayım…
Sonra herkes gibi tutunup yeniden… bir yerinden… oyun’a…
devam ediyorum…
Hayatın hiç anlamı yok
Bazen en tepesinde zirvenin koltuğunda oturanın da aynı
boşlukta olduğunu düşünüyorum…
Köyde 60yıldır her sabah aynı saatte tavuklarından
yumurtalarını toplayan teyzemin de…
Kabulleniş ve teslimiyetteler mi? Yoksa sadece mühürlüler
mi?
Körler mi?
Gördükleri göremedikleri aslında… göremiyorlar mı…
Peki ben neyi göremiyorum?
Benim göremediğim ne?
Küçük ruhlarımıza minik beyinlerimize kazıtılmış hayatın
BUYUK ANLAMI- BÜYÜK SIRRI ve onu keşfetme amacının peşinden koştuğumuz havuç mu
olduğunu yanlışlıkla erkenden farketmek mi koskoca boşluğa hapseden…
Ben bu yüzden dondurdum hayatımı… ve hatta öldüm…
ben Amerika’ya adım attığım gün öldüm…
peşinden koştuğum havucun GELECEKTE gelecek “mutluluk” olanın yani… yalancı haz
veren plasebo olduğunu… gördüğüm gün öldüm… ve orada durdurdum…
BOŞ BOMBOŞ koca bir BOMBOŞLUK!