kayıp yargılar... yitirildi sağduyu... varolan doğrulara dayatılan karşı doğrular... ve kayboluş...
ne doğru ne yanlış hele içindeyken bilebilmek ne zor iş... en kötüsü kararsızlık iken ve iyisi en yanlışı bile olsa bir karar verebilmek iken, en acı vereni donması beynin.... düşünememek... kayıp gitmek, kaybolmak yokoluşta... offf... yorgunum diyorum duymuyo kimse.... anlamıyorum diyorum... yok yok bitti hiç varolmayan ben ve sağduyum ve yargılarım ve kararlarım... yokoldular işte... dedim ya yoklardı belki de....
bi kez daha mı denemeli gitmeyi.... ama bu sefer dönmemecesineyi göze almalı... sanırım bu tek yolu... başka bişeye adamalı... adamak, adanmak... yok işte giremiyorum o üç boyutlu resimden hayata... adanmış bakışlar işin sırrı, biliyorum çünkü bi an da olsa başarabiliyordum... yani bi kaç saniyeden de ibaret olsa bi kaç kez başarmıştım süzülmeyi o üç boyutlu resmin içine ve görebilmiştim, orada olabilmiştim... ama o kadar azaldıki... belki de denemelerim azaldığı için... farkındalığım arttığı ve denemelerim azaldığı için seyrekleşti... bilmiyorum, anlamıyorum... doğruluğunu yanlışlığını umursamadan karar verebilmek mutlu ediyor artık beni.... offfffffffffffffffffff............ ne zaman bitecek... ne zaman indirecem hayatı kaldırdığım raftan... silip tozlarını üzerinden ne zaman yeniden girecem içine.... geçen zaman umutları uzaklaştırıyo benden... sürükleniyorum bilinmezlere... hani bu benim tercihimdi... hani bendim rafa kaldıran hayatı... neden böyle bir tercih yaptım... neler oldu bana.... sandığımdan yani aslında farkında olduğumdan çok daha vahim durumum... tutunacak bir ipim kalmadı.... pamuk ipliğinin tek faydası son duraktan bir öncekine kadar uzanıyor olması.... yaşayan ölülüğe yani... sonraki ise essahtan olanı zaten... İlahi Takdir'in dileyenleri kabul ettiği son durak... o yüzden alternatif diil... ama nereye sürükleniyorum ben böyle.... tamam yanlıştı tercihler o zaman sizinkileri deneyelim... nereye sürükleniyorum... nasıl bir geçmiş bu... gelecek de mi böyle olacak... neden farklı gördüklerim bana bakan gözlerden... offf sonu nereye çıkıyor bu yolun??? yoksa çıkmaza tıkılıp kaldım da farkında mı diilim.... hala kafamı vurmama ragmen ısrarla duvara goremiyorum mu buraya kadarı??? cıkmazı??? yoksa takıldıgım seyler de mi yalan... zaman mesela yas ya da... gecen yıllar... yasananlar... daha dogrusu yasanamayanlar... ya ben miyim bu??? yani benim kendi tercihim mi boyle olmak yoksa bu hale mi getirildim?????? var mı benim bi durusum su hayatta bi tavrim bi tarzim bi rengim... yoksa hava gibi su gibi ben de icine girdiim kabın rengini mi seklini mi aliyorum.... hiclik bile vakar... en assagilik seyin bile amaci var... nereye surukluyorum kendimi boyle ben... ya da nereye surukleniyorum.... ne zaman bitecek...
ikinci bi kez mi denemeli gitmeyi... butun yanlislari yanlis bir yasami da goze alarak.... unutturacaksa bana gecen yarı omru ve seni ve kendimi yemin ediyorum bir an bil durmadan ceker giderdim gecenin bir vakti... ne sen durdurabilirdin ne de ben.... oyle bi gidiste gelebilmek kendime, oyle bir kaybolusta yeniden varolabilmek... bir an bile beklemezdim.... yemin ederim... hic bi zaman SENDEN baskasını istemedim... kurtarıcı olarak gormedim kimseyi... kimseye ihtiyacim yoktıu... yine yok Allahım... hep sadece BEN vardım... ve benden de önce SEN... ama hayatla oldugu gibi SENle de aramıza giren yine hep O oldu... iki elim yakasında olacak... senin huzurunda da AFFETMIYORUMMM ne onu ne de ona izin veren beni.... ve sana da azıcık da olsa sitemim... buldur bana kendimi ve seni ne olur...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder