18 Haziran 2010 Cuma

Manevı Hastalıklarımızdan Gurur ve Kibir...

İman eden insanlarda Allah’a kafa tutma manasında kibir ve gurur olmayacağı açıktır
Ama bu tür hastalıklar kendini ilaçlara karşı yenileyen mikroplar gibi ruhta mevcudiyetini devam ettirirler İman etse de kendisinin farklı birisi olduğuna inanır Bazen zenginlik, güzellik, zeka, makam, mansıp, rütbe, soy-sop, ilim, kabiliyet, hitabet, yaş vs İnsanı gurur ve kibire sevkedebilir Kişi bunları üstünlük vesilesi sayarak başkalarını hor ve hakir görebilir Ehl-i dünyanın arasında çok önemli yeri olan bu üstünlük kuruntularını Kur’an bir çırpıda silip atmış ve üstünlüğün ancak takva ile, Allah’ın emirlerini yerine getirmede gösterilen hassasiyet ile olacağını bildirerek gerçek değer ölçüsünü oGurur ve kibiri yok etmenin en etkili yolu hiçliğimizin farkına varmaktır Bediüzzamanın da dediği gibi insana bahşedilen bütün her şey ariyettir (Ariyet, Fıkıh’ta birisine onun kullanması için verilen emanet demektir Ariyeti alan, sahibinin razı olmadığı bir biçimde ariyeti kullanamaz Dolayısıyla kişi kendi bedenine dahi zarar veremez Çünkü asıl sahibi kendisi değildir) Bizim olmayan şeylerle de çalım satmaya hakkımız yoktur İnsan her zaman gurur ve kibir esintilerine karşı duyarlı olmalı ve devamlı murakabe, muhasebe ile nefsini ezmesini bilmelidir Bunun en kestirme yolu da, mazhar olunan bütün iyiliklerin Allah’tan geldiğini kabul, tasdik, itiraf ve ilan etmektir Yoksa gurur, kibir ve kendini beğenme gibi hastalıklar bünyeye yerleşir ve bir daha da onları yerleştikleri yerden söküp atmak mümkün olmaz rtaya koymuştur.

Hiç yorum yok: