aslında anlıyorum seni... senin de beklentilerin var dostluktan... ama şartlı ve beklentili olursa eğer dostluk olmazki... anlarım konuşmak istememeni... "bir dost"tan beklentilerin karşılanmıyorsa çekip gitmelisin elbet... zaten benim de hep söylediğim gibi... ben git'melerden yorulduğum için ve artık nasırlaşmışlıktan acıyı hissetmemeyi öğrendiğim için 'gidiyorum' demiyorum... ve sana ve herkese söylediğimi söylüyorum.... "take it or leave it", çok basit bir seçim yapabilirsin... benim düşüncelerim bunlar, asla yargılamak yok ve asla önyargı yok... ama sen kendini tanıyamıyorsun artık.... sen "boşluğun" farkında değilsin... olduğunu sandığın sen ile olan sen arasındaki boşluğun farkında değilsin... ve sana "önyargı" dediğin söylemlerle geldiğimizde kudurdun... "beni yargılıyorsunuz ve bana karşı önyargılısınız" dediğinde ise beni kudurttun... ben ki "HAŞA" asla kimseyi ne yargılarım ne sorgularım... insanoğluyuz bilirim... hepimizde nefis de vardır etrafımızda şeytan vardır ve doğrudan saptıracak binlerce koşullar örer hayat etrafımıza hergün... "kınamaki kınanma, yargılamaki yargılanma" ne haddime düşer benim kişileri karakterleri yargılamak... fikrimi soran dostlara bile sadece "ben olsam böyle yapardım belki" demekle yetinirken ben ve asla "böyle yap, şöyle yapma" demeyen ve bundan ateşten sakınır gibi sakınan ben seni neden yargılarımki... neden sorgularım... ben sadece bana karşı tavırlarına müdahale edebilirim etrafımdakilerin en fazla... ve samimiyetimle de kusurlarmı ve özürlerimi gösterir olduğum gibi kabullenmelerini isterim dostlarımın... bana rağmen beni seven gerçek yarenlerimizle hep yüreğimizde ve yanımızdadır... varsa sevmeyenlerimiz ise kendi yollarında... hepsi için de sonsuz dualarımızı ederiz Rabbimize, iyilikler güzellikler ihsan etsin diye.... ama bütün yapabileceğim bu... keşke sen de bunu yapabilseydin.... ve bana karşı herdaim gösterdiğin hassassiyete minnetarım ama keşke bunları ben olduğum için ve sadece bana değil de sen olduğun için ve sana yakıştığın için yapmış olsaydın... sana"üzülme boşver" bile demek gelmiyo içimden, seni biraz olsun rahatlatacak bir çift sözü yazmak için uzanmıyor elim telefona... belki de ihtiyacın bile yok... sadece benim hassasiyetim... umarım öyledir çünkü yazmayacağım sana...
dedim ya sana benim zaten canım burnumda... dedim ya sana benim zaten takatim kalmadı canımın sıkılmalarına... nasırlaşmış dedim belki de acıya kaşarlandık demek daha doğruydu... en komiği de başkaları ile ilişkilerindi sebebi tartışmaların... ama seni tanımamı sağladığı için de minnettarım... yalan birine dost demişim... ki ben inanmıştım... ki ben hala salaklık derecesinde saflıkla inanıyorum...
Allah yolunu açık etsin inşallah... ve önce Kendisini sonra da kendini buldursun sana insallah....
dedim ya sana benim zaten canım burnumda... dedim ya sana benim zaten takatim kalmadı canımın sıkılmalarına... nasırlaşmış dedim belki de acıya kaşarlandık demek daha doğruydu... en komiği de başkaları ile ilişkilerindi sebebi tartışmaların... ama seni tanımamı sağladığı için de minnettarım... yalan birine dost demişim... ki ben inanmıştım... ki ben hala salaklık derecesinde saflıkla inanıyorum...
Allah yolunu açık etsin inşallah... ve önce Kendisini sonra da kendini buldursun sana insallah....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder